Okula uyum süreci, genellikle okul öncesi ya da ilkokul döneminde olan çocukların okula alışabilme ve adapte olabilme sürecidir. Çocuklar için yeni bir alışkanlık edinmek çok kolay değildir. Özellikle zamanının çoğunu evde bakım vereni ile geçiren okul öncesi dönem çocukları için anaokuluna başlamak, yeni bir ortama girip evinden uzaklaşmak çok daha zordur.
Okula yeni başlayan çocuklarda en çok görülen sorunlar arasında yer alan alışamama, adapte olamama ve anne-babadan ayrılma kaygısı çoğu zaman çocukların psikolojisi açısından olumsuzluklara, okula gitmek istememesine, devamlı ağlamasına ve farklı davranışlar sergilemesine neden olabilmektedir.
Bazı çocuklar yeni bir çevreye kolayca uyum sağlamış gibi görünür, ilk günlerde herhangi bir olumsuz tepki göstermez. Bir süre sonra okula gitmek istememe, okula geldiğinde ebeveynini bırakmama ve sınıfa girmemekte diretme gibi davranış gösterebilir. Bazı çocuklar ise okula karşı en baştan itibaren tepkilidir. Evden çıkmakta, okula girmekte, ebeveyni bırakmakta, sınıf içinde etkinliklere katılmakta zorluklar yaşar ve ağlama tepkisi gösterirler.
Tepkilerini açıkça ortaya koyan çocuklar ağlama, tepinme, ortalığı dağıtma, çevresine zarar verebilecek bedensel tepkiler gösterebilirken, tepkilerini açıkça ortaya koyamayan daha pasif çocuklarda da pasif direnç tepkileri görülebilir. Sessizlik, içe kapanma, uyku, yemek ve tuvalet sorunları görülebilir.
Ebeveynler Neler Yapabilir?
Okulun açıldığı ilk haftalar çocuğa sorumlulukları konusunda baskı yapılmamalıdır. Yaz dönemindeki etkinliklerine devam edebilmesi için ona fırsat verilmelidir. Ebeveynlerin sürekli okul ile ilgili konularda konuşması çocuğu okuldan soğutur çünkü çocuğun tüm hayatı okul değildir.
Okulun önemini vurgulamak adına “okullar açılıyor” veya “artık sen de okula gideceksin” gibi hatırlatmalar çocuğun kaygısının artmasına sebep olan söylemlerden kaçınmak gerekir.
Aile bireyleri içerisinde okula yönelik tutumlarda tutarlılık olmalı. Okula gitmek istemeyen çocuğa aile içerisindeki herkesin sorumlulukları anlatılmalı. Aile bireyleri arasındaki tutarsızlık hem çocuk için yanlış algı, hem de çocuğun gözünde bireylerden birinin kendisini cezalandırdığı algısını oluşturabilir.
Okul ortamına alışmakta güçlük çeken bazı çocuklar okula gitmek istememe konusunda oldukça ısrarcı olabilirler. Böyle durumlarda çocuğun zaman zaman okula gitmemesine göz yummak çocuğun okul ile ilgili yanlış bir algıya
sahip olmasına da sebep olabilmektedir.
Çocuğun kaygıları ciddiye alınmalıdır. “Sen artık büyüdün, herkes okula gidiyor, sen neden korkuyorsun?” gibi söylemlerden uzak durulmalıdır.
Çocuğun duygularını ifade etmesine izin verilmeli, duyguları olduğu gibi kabul edilmeli ve desteklenmelidir.
Anne-babanın kaygısının çocuğa geçeceği unutulmamalıdır. İlk günler, aile bireyleri mümkün olduğunca sakin ve çocuğa güven verici bir tutum sergilemelidir.
Çocuk eve döndüğünde “Bir sorun oldu mu?”, “Öğretmenin kızdı mı?”, “Ağladın mı?” gibi olumsuz soru ifadeleri yerine “En çok neye güldün?”, “Arkadaşlarınla nasıl eğlendin?” gibi ifadelerle sorular yöneltilmelidir. Bu şekilde okul ile bağlantı kurduğunuz kavram “eğlence, arkadaşlık, oyun” gibi olumlu ifadeler olacaktır.
Okula uyum sağlama süreci her çocuk için farklılık göstermek ile birlikte tepkiler ilk günkü şiddeti ve sıklığıyla devam ediyorsa uzman desteği gerekebilir.